7 Mart 2019 Perşembe

BABAMIN ÖLDÜĞÜ YAŞTAYIM...


"Bugün benim doğum günüm
Hem sarhoşum hem yastayım
Bir bar taburesi üstünde
Babamın öldüğü yaştayım " 

Yanlış hatırlamıyorsam 2000 senesinde böyle dedi Teoman. Ben henüz 23 yaşındaydım ve babamın öldüğü yaş 42 bana çok uzaktı. O zamanlar konserlerde bağıra bağıra söylüyordum diğer tüm şarkılar gibi.

19 sene geçti...

42 yaşımı dün üfledim, babamın öldüğü yaşa geldim. 

Sanırım ilk defa bir doğum günü benim için bu kadar düşündürücü ve anlamlı oldu. Hayatı seven ve hayata bağlı bir insanımdır ama  bir kaç gündür daha da çok sarıldım hayata.

Çok hayalim vardır benim, biri biter biri başlar hayallerimin. 
Yapmak istediklerimin sınırı yoktur. 
Bir bu kadar daha yaşasam zaman ancak yeter diye düşünürüm.

Babamın öldüğü yaşa geldim...
O zaman kocaman adam gelirdi babam bana, halbuki ne genç yaşmış 42. 
Ne kadar çok hayali vardı kim bilir babamın, ne kadar çok şey vardı yapmak istediği, kendisi için, ailesi için...

Düşünüyorum,

Hayallerime ve hedeflerime devam mı etmeliyim, ulaşacak kadar vaktim var mı?
Yoksa, her gün, gün ne getirdiyse onu mu yaşamalıyım, gelecek planları yapmadan, hayal kurmadan, hedef koymadan?

Bilemiyorum... Bilmek çok zor...

Sonra düşünmekten vazgeçiyorum...

Hayatı ertelememem gerektiğine karar veriyorum...

Mutlulukları ertelememeli, çok derin düşünmemeli, çok hırslı olamamalı, daha çok şarkı söylemeli, dans etmeli, gülmeli, sevişmeli, yardım etmeli, gezmeli, denize bakmalı, öpmeli, sarılmalı, aşık olmalı, mutlu olmalı...

Hayallerimden vazgeçmiyorum.  

Belki ben bu kadar daha yaşarım ve tüm hayallerimi gerçekleştiririm. 
Hatta belki de babamın en büyük hayali de çocuklarının hayallerini gerçekleştirmesidir ve ben de bunu başarırım.

Biliyorum,

Babamın öldüğü yaştayım,
Hayatın ve hayallerimin peşindeyim

Hem hayalsiz yaşanır mı ki?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder