Hepimiz eğitim sisteminin perişan edildiğini, eğitimsizleştirildiğini haykırıp duruyoruz. Müfredatlarda değişen maddeleri yazıp çizip, isyan ediyoruz.
Son bir haftada okul araştırırken Türkiye'de eğitim sisteminin geldiği hal, umut dolu düşüncelerime yeniden gölge düşürdü.
Bu sene yedinci sınıfa gidecek olan ve eğitimini bir özel okulda sürdürmekte olan oğlumun okulunu değiştirmemiz gerekti.
Yoğun bir şekilde okul araştırmalarına başladık ve her gün kafamızın daha da karışması ile işimiz zorlaştı.
Neredeyse devlet okullarından sayıları fazla olan özel okullar aynı hastaneler gibi A, B, C gibi sınıflandırılmışlar. Fiyatı yıllık 40- 50 bin arası olanlar, 30-40 bin arası olanlar, 20-30 bin arası olanlar, 10-20 bin arası olanlar. Her bütçeye uygun okul bulunabiliyor neredeyse.
Okulu arayıp bilgi aldıktan sonra, kampanya satan bankalar, telefon operatörleri gibi sürekli aranıyorsunuz.
Okulla görüşmeye gider gitmez, karşınızdakinin ilk anlatmaya başladığı şey İngilizce ders saatleri ve TEOG paket programı oluyor, çünkü insanların özel okuldan beklediği en önemli şeyler bunlar olmuş.
Ortaokulda yedinci ve sekizinci sınıflar için özel okullarda yer bulabilmek çok zor, çünkü insanlar TEOG belası nedeni ile çocuklarını bu sınıflarda devlet okullarından alıp, özel okullara veriyorlarmış.
Ne kadar acı ki, devletin kendi okulunda verdiği eğitim, kendi düzenlediği sınav için yeterli değil ve imkanı olmayanlar bile yemeyip, okutmaya çalışıyor. Özel okullar ise etütlerle, cumartesi okul günleri ile çocukları bu sınava hazırlamaya çalışıyorlar.
Eğitim olmuş bir sınav hazırlık süreci!
Bazı okulların büyük bir övgü ile bahsettikleri eğitim sistemleri ise tüylerimi diken diken yaptı. "Efendim biz yedinci ve sekizinci sınıflarda resim, müzik, beden derslerini ve kulüp çalışmalarını kaldırıyoruz, Teog'a yönelik çalışıyoruz ama isteyen çocuklar okulun bahçesinde teneffüslerde spor yapabiliyorlar"
"Ne kadar yüce gönüllüsünüz ki, çocuklara havalandırma hakkı vermişsiniz" dememin ardındaki sessizlik, okulun eğitim anlayışının bir göstergesiydi. TEOG'da başarılı olan ama ezber dışında kitlenen insan yetiştirmek.
Beni en çok şaşırtan şeylerden birisi de bazı okulların "franchasing" dediğimiz, isim hakkını kiralama yöntemi ile çoğaldığı oldu. Parası olan Mcdonalds açar gibi, bir okulun adını alıp kendisine okul açabiliyormuş.
Okullar olmuş süper market!
Bu çocuklar bu sistem ile eğitim alıp, Teog'da başarılı olsa, Ygs'de başarılı olsa ne fark edecek?
İyi üniversitelerde okuyup, meslek sahibi olsalar ne olacak?
Bir hayat görüşleri oluşmadıktan, sosyal olarak gelişemedikten, sorgulamayı öğrenmedikten, fikir üretemedikten sonra diplomalarını ne yapacağız?
Kaliteli eğitim bir devletin vatandaşına vermek zorunda olduğu, hükümetin insiyatifinde olmaması gereken en önemli hizmettir fakat en acı ve gelecek için en korkutucu olan ise çocuklarımız eğitim adı altında eğitimsizleştirirken, bizim tek çaremizin çocuğumuz için yurt dışı okul imkanları araştırmak olmasıdır.
En büyük problem ise insanların buna razı olup, bu düzene oy vermeye devam etmesidir, çaresizliği kabullenmesidir.