"En güzel çocuk benim", "Benim ki çok akıllı", "Arkadaşları arasında parlıyor maaşallah".
"Harika bir anneyim", "Her şeyimi çocuğuma adadım".
Hanımlar yavaş. Biraz sakin!
Hepimiz anneyiz, hatta inanmayacaksınız ama dünyada bizden başka milyonlarca anne var.
Bir kere en başta belirteyim, hayatını çocuğuna adayan ve bütün hayatını ona göre yaşayan bir anne hiç değilim. Olmaya çalıştım ama yapamadım. Hatta kimilerine göre anne olmaya uygun bir kişilik sahibi bile değilmişim.
Nedir bu çocuğum da çocuğum feryatları. Kadınların çoğunun çocuğu var. Anne olmak biyolojik bir şey. Anne olmamızı sağlayacak organlarımız daha anne karnındayken oluşuyor. Çocuk doğurmak büyük bir meziyet ve ayrıcalık değil, insanın doğası.
Sesleri duyuyorum "muhim olan doğurmak değil, doğurunca anne olunmuyor..."
Evet hanımlar, haklısınız, doğurunca anne olunmuyor.
Benim karşı çıktığım, bir çocuk sahibi olduğumuzda, o çocuğun üfleme camdan, her an kırılacak bir bebek olduğunun ve bize ait olduğunun sanılması.
Bana göre ne incecik bir camlar, ne de bize aitler.
Onlar rahmimize düştükleri andan itibaren ilgilenmemiz gereken ve hayatta kalabilecek şekilde yetiştirmek zorunda olduğumuz bireyler.
Benim oğlum kadar bebeklikten itibaren düşen çocuk var mıdır bilmem, hem de hep kafa üzeri. Neyse ki kafasında bir sorun olmadı, hiç bir yeri kırılmadı da. Çocuk sürekli düşe düşe kafatası kalınlaşmış olabilir, tabi düşe düşe nasıl düşeceğini öğrendiği için bir kırık, çıkık durumumuz da olmadı. Yalnızca bir merdivenden uçuş sırasında burnu biraz yamuldu, onu da onsekizine geldiğinde bir operasyonla düzelteceğiz.
Bırakın, çocuk düşsün, düştü mü de kendisi kalksın. Düşerken yaralanmamayı öğrensin, kalkmayı öğrensin. Korumacı olmayın.
Elde kaşık çocuk peşinde koşanlar var bir de. Bırak çocuğu, karnı acıkınca mecbur yiyecek. Kendi kendini açlıktan öldürmesine beyinleri izin vermez zaten. Bir süre sonra "Ye,ye, ye" sinyallerini alacaklar nasılsa.
Evet sizi duyuyorum, "Demesi kolay ben zorla yedirmesem, hayatta yemez" Yahu yer, deneyin bakın, yiyecek. Allah insanı açlıkla terbiye etmesin derler, bence açlıkla terbiye gayet başarılı sonuçlar veriyor. Ben denedim, oldu.
Anlayamadığım bir konu daha var. Her akşam o ödevler neden çocukla birlikte yapılır. Bırakın yapsın, yapamadığını sorsun, o zaman yardım edin. Çocukla yan yana oturup ödev yapmak da ne? Ödev yapmak onun sorumluluğu. O size işte yardım ediyor mu? Herkes sorumluluğunu bilsin, yerine getirmeyen de cezasını çeksin.
Çocuk gelmiş on yaşına, meyvesi soyulur verilir, suyu verilir. On yaşında bir çocuk, dolaptan meyvesini alıp yıkayıp yiyebilir, doğranacak ya da soyulacak bir meyveyse anneden yardım alınabilir elbette. On yaşında bir çocuk mutfaktan suyunu da alabilir. Hatta altı yaşında bir çocuk sofradan kalkarken, tabağını, bardağını da kaldırabilir.
Bir de her annenin hayallerini çocuğuna yüklediği "meziyetler" vardır.
Benim çocuğum o kadar akıllı ki, doktor olur, bilim adamı olur, ne isterse olur, o kadar yetenekli ki, futbolcu olur, müzisyen olur.
Çocuğa bir şey olma zorunluluğu yüklemeyin anneler, siz doğru yoldaysanız o çocuk zaten bir şey olma ihtiyacı duyacaktır ve ne olacağına kendisi karar verecektir.
Çocuğunuzun yeteneklerini, zekasını ve eğilimlerini görmek için gözlemlemek ve bu işi bilenlere danışmak en iyisi. aksi takdirde siz de, çocuğunuz da hayal kırıklığına uğrayabilir ve çocuk başarısızlık psikolojisi altında ezilebilir.
Hanımlar,
İyi anneyim ben, muhteşemim naraları ile yetişen şımarık ya da savunmasız ya da bağımlı çocuklar sarıyor her yeri.
Hayatlarını çocuklarına adamış, kendilerine, sadece kendilerinin olduğu bir hayat bırakmayan, anneler sarıyor her yeri.
Bence doğaya aykırı bu annelik şekli.
Annenin görevi vatana millete hayırlı evlat yetiştirmekten ziyade, yalnız başına hayatta kalabilecek, sorumlu, saygılı, sınırlarını bilen ve her şeyi yapmaya hakkı olmadığının bilincinde çocuklar yetiştirmektir.
Böyle yetişen evlat zaten vatana da, millete de, dünyaya da hatta tüm kainata da hayırlı olur.
Kendimize oyuncak değil, dünyaya insan yetiştirmek önemli olan.
Kendinize de, çocuğunuza da huzur verin artık.
Rahat bırakın şu çocukları gari.